Huzuru Bulmak

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Her ne zaman bu ânı o her nasıl olursa olsun- olduğu gibi derin bir biçimde kabullendiğinizde, siz dinginsinizdir, huzur içindesinizdir.

Dikkatinizi aralıklara, boşluklara verin: İki düşünce arasındaki aralığa, bir sohbette sözcükler arasındaki, bir piyanonun ya da flütün notaları arasındaki kısa, sessiz boşluğa, ya da soluk alışınız ile soluk verişiniz arasındaki aralığa dikkat edin.

Dikkatinizi bu aralıklara, bu boşluklara verdiğinizde, "bir şeyin" farkındalığı sadece farkındalık haline gelir. Saf bilincin formsuz boyutu içinizden ortaya çıkar ve form ile özdeşleşmenin yerini alır.

Gerçek zekâ sessizce iş görür. Dinginlik yaratıcılığın ve sorunların çözümlerinin bulunduğu yerdir.

Dinginlik sadece gürültünün ve içeriğin yokluğu mudur? Hayır, o zekânın ta kendisidir; o her formu doğuran, her formun temelini oluşturan bilinçtir. Ve o sizden, gerçek benliğinizden nasıl ayrı olabilir? Siz olduğunu düşündüğünüz form ondan kaynaklanmıştır ve onun sayesinde varlığını sürdürür.

O tüm galaksilerin ve tüm odarın, çiçeklerin, ağaçların, kuşların, ve tüm diğer formların özüdür.

Dinginlik bu dünyada hiçbir forma sahip olmayan tek şeydir. Ama öyleyse, o gerçekte bir şey değildir, ve bu dünyadan değildir.

Siz bir ağaca ve bir insana dinginlik içinde bakarken, kim bakmaktadır? Kişiden daha derin bir şey. Bilinç kendi yaratımına bakmaktadır.

Kutsal Kitap'ta, Tanrı'nın dünyayı yarattığı ve onu güzel bulduğu söylenir. Sizin düşüncesiz bir dinginlikle bakarken gördüğünüz de budur.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Yazılarınızı çok beğendim ve devamının gelmemiş olmasına üzüldüm kendi adıma. Benzer farkındalık süreçlerinden şimdi geçerken bunu benden daha önce yaşamış birinin hayatına bu farkındalığın neler kattığını bilmek, okumak isterdim doğrusu

Yorum Gönder