Kimin dediği oluyor?

16 Şubat 2014 Pazar

Bir kitap okuyorum Zen ve Aşık Olma Sanatı. Yoga, meditasyon ve hayatla o kadar bağlantılı ki çok sevdim ben, aşağıda bir bölümünü vermek istedim belki sizde seversiniz. Kontrolü bırakmak en zor yaptığımız şeylerden biri. Ancak kontrol edebiliyorsak varolabildiğimizi sanıyoruz. Oysa aslında kontrolü bırakınca gerçek varlığımıza ulaşabiliyoruz aslında. Ne çok şeyi kontrol etmeye çalışıyoruz. Eşimizi, sevgilimizi, çocuğumuzu, arkadaşımızı. Sanıyoruz ki biz kontrol edince ve herşey bizim istediğimiz gibi olunca mutlu olcağız. Unutuyoruz ki aslında kontrol etmezsek onlar kendilerini gerçekleştirebilecek, kendileri olacak, kendilerini sergileyebilecekler. Bizim kadar onların da kendilerini ifade etme hakları olduğunu unutuyoruz.
Bazen yoldan bile çeviriyoruz insanları yanlış yapıyorsun diye:) Eee hiçbir şey yapmadığımızda seyrettiğimizde de çok pasif oluyoruz diyoruz değil mi içinizden?
Hayır olmuyoruz. Cevabı aşağıdaki bölümde…
“Kimin dediği oluyor?
Çoğu kişi Tanrı’ya inandığını dile getirse’de, içten içe, kontrol edebildikleri düzensiz ve kaotik bir evrende yaşadıklarına inanmaktadır. En iyiyi bilen, haklı olan ve diğer insanları yönetmesi gereken onlardır. Bu sadece gösterişli bir hayal değil, aynı zamanda sahte benliğin veya egonun pek çok yaşama hükmeden ve ilişkilerin çoğunu mahveden canlı işleme tarzıdır. Çok sayıda kişi ilişkilerinde güç savaşları ile zamanlarını geçirir, kazanırlarsa sevgi elde edeceklerine inanır. Oysa gerçeğin bununla ilgisi yoktur. Birisi sizi kontrol etmeye ve değiştirmeye çalıştıkça, kontrolü kaybettiğini hissetmeye başlar. Onunla bir güç savaşına girmek, onun kendisini daha da güçsüz hissetmesine yolaçacak ve her iki tarafa da bir fayda getirmeyecektir.
Böyle bir durumun tek çözümü, kişinin gerçek temellerini fark etmesi, tüm yaşamının en önemli desteği ve gücüyle temasa geçmesidir. Bu olduğunda, gerçek güç ve denge ortaya çıkar. Kişinin varlığının gerçeği ile bağlantı kurulur ve mücadele geçmişte kalır.”

Kitabın başında yazar bebeklik dönemini örnek vermiş. Ağlayarak, mızmızlanarak herkesin etrafımızda pervane olmasını sağlarız bebekken diyor ve sonra da bu böyle devam etsin isteriz, herşey bizim istedigimiz şekilde olsun. Ee peki diğer insanların isteklerine noldu?

Bunun tek kurtuluşu kendimizi gerçekleştirmek, çünkü sadece kendimiz üzerinde kontrol etkimiz var gerçekte. Kendimizi gerçekleştirdiğimizde, dünya yaşamımızda sevdiğimiz işler, uğraşlarla vakit geçirdiğimizde zaten başkalarını kontrole vaktimiz ve gücümüzde olmayacak. (Bu başka bir yazı konusu; uzun zamandır aklımda olan hobiler ve sevdiğimiz işler…)

Çok keyifle okunuyor Zen ve Aşık Olma Sanatı…Konu Başlıkları; Ayakkabılarınızı Çıkarmak(Ulaşılabilir Hale Gelmek), Mindere Oturmak(Kendinizle Buluşmak), Evi Temizlemek(İçinizi Boşaltmak) ve Sopayı Kabul Etmek(Darbelerle Başa Çıkmak).
Ve bu derslerin sonunda hayatınızı aşka açabilir, aşık olabilir ve aşık kalmaya devam edebilirsiniz diyor:)
Tüm hayatınızın her türlü aşkla dolmasını dilerim.

jQuery( window ).load( function() { if ( jQuery(".wpa script[src*='shareth.ru']").length > 0 || jQuery(".wpa iframe[src*='boomvideo.tv']").length > 0 || jQuery(".wpa iframe[src*='viewablemedia.net']").length > 0 || jQuery(".wpa .sharethrough-placement").length > 0 ) { jQuery( '.wpa' ).css( 'width', '400px' ); }setTimeout(function(){if(typeof GS_googleAddAdSenseService !== 'function'){new Image().src=document.location.protocol+"//stats.wordpress.com/g.gif?v=wpcom-no-pv&x_noads=adblock&baba="+Math.random()}},100);} ); İşte öyle biri. Okyanus'ta bir damla. Çeşitli kimlikleri var ama sonunda sadece insan olmaya çalışan ve hatta insan kimliğini de geride bırakıp hiçliğe doğru adım adım ilerleyen bir nokta:)

View the original article here

0 yorum:

Yorum Gönder